Korku temelli liderler

Bir liderin çalışanların saygısına ihtiyacı vardır ama çalışanların liderden korkmasına ihtiyaç var mıdır? En azından biraz?

Çok uzun yıllar önce dünyanın en büyük imalat şirketlerinden biri, tüm yeni yöneticilerini “korku okulu” dedikleri bir yere gönderdi. Yeni yöneticileri, çalışanlarına korku aşılamanın yöntemlerini öğretmek için tasarlanan bir programa dahil ettirdi.

Bu şirket, saygın liderlerin “sahip olunması iyi” liderler olduğuna inanmasına rağmen, korkulan liderlerin “daha iyi ” olduğuna inanıyordu. Korkunun güçlü bir motivasyon kaynağı olduğunu biliyorlardı ve onlar için bu işe yaradı.

Korku, insanlarda bir aciliyet duygusu yaratır gibi görünür, ancak bu gerçekten aciliyet değil, endişedir. Bu kaygı, çok fazla aktivite ancak çok az üretkenlik yaratır.

Korkuyla yönetilen insanlar “hayatta kalma” modunda yaşama eğilimindedir. Şirket veya müşterileri için en iyisinin ne olduğu ile ilgilenmezler. Kendi iyilikleri ile ilgilenirler ve onları batırabilecek dalgalar yaratmazlar. Odak noktaları, organizasyon değil kendileridir ve bu başarı için bir reçete değildir.

Korku öldürür! Güveni öldürür. Yaratıcılığı öldürür. İletişimi öldürür. İyi karar vermeyi öldürür. Aksiyonu öldürür.

Korku, geçici olarak itaati zorlar ancak yalnızca saygı, çalışanların bağlılığını kazanır. Saygı kazanmak, saygı göstermekten gelir.

Liderlerine saygı duyan insanlar, daha çok müşteriye odaklanırlar.

Korku temelli liderler, yalnızca çember içindeki şakşakçılara bağlı kalmayı umarlar. Oysa saygın liderler büyürler, korkuya dayalı liderler sonunda giderler.

Kimi liderlerin inancı, çalışanların kendilerinden biraz korkmasına hâlâ ihtiyaç olduğudur. Bu liderlerden biriyseniz, korkuya dayalı liderliğinizin yalnızca kendi korku ve güvensizliğinizi örtbas etmeye yaradığını unutmayın.

Gözdağı ve otorite katmanlarının altına saklandığınızı düşünebilirsiniz, ancak sonunda liderlik pozisyonuna sahip, hiçbir şekilde liderlik etmeyen başka bir kişi olarak keşfedileceksiniz.