Canan Duman

Stratejik Yönetim Danışmanı I Eğitmen I Yazar

Ana Sayfa Yazılar Kraliçe arı sendromuyla kariyer yolculuğunda engellenen kadınlar

Kraliçe arı sendromuyla kariyer yolculuğunda engellenen kadınlar

Bana sıkça sorulan sorulardan biri; “kraliçe arı sendromu”dur. Buradan sizler için de yanıtlamak istiyorum.

İş ortamında erkeklerin gölgesinde mücadele eden kadın çalışanlar, değişen şartlar ve talepkâr yapıları sonucu üst kademelere çıkma şansını elde etmeye başladılar. Beklenti, erkek egemen iş ortamlarının kadınlar üzerinde yarattığı olumsuz etkinin kadın çalışanlar arasında bir dayanışma ortamı yaratması ve birbirlerine karşı daha destekleyici tavırlar sergilemesi yönündeydi. Ancak bu beklenti her zaman karşılık bulmadı. Çünkü kimi kadınlar, yükseldikçe konumlarını korumak için şaşırtıcı savunma mekanizmaları geliştirmeye başladılar. Beklenenin aksine kadın yöneticiler, kadın çalışanlarını desteklemek yerine onları engellemeyi, mutsuz etmeyi ve yıldıracak rahatsız edici tutum sergilemeyi tercih ettiler. Kendilerine bağlı çalışan kadın çalışanları dışladılar, desteklemediler ve hatta ilerlemelerini engellediler. Türkiye’de konuşulması zor konulardan biri, kadının kadına uyguladığı mobbing, pembe taciz, bir diğer adıyla “kraliçe arı sendromu”dur. Yıllardır erkeklerle eşit olmayan haklardan şikâyet eden kadınlar, aynı problemlerin çoğunu kendi hemcinslerine yöneltmektedirler. Kraliçe arı sendromuna göre kadın yöneticiler, hemcinslerinden farklı olduğunu gösterme çabası içine girerek otoriter ve daha erkeksi tavırlar sergilemektedirler.

Özellikle erkek sosyal grubuna; “ben bildiğiniz kadınlardan değilim, sizden bir farkım yok” mesajı vermeye çalışırlar. Erkeksi özellikler gösterdiği takdirde erkekler arasında kabul göreceğini düşünen bu kadınlar, erkekler tarafından daha sevimsiz ve itici olarak algılanmakta, erkekler bu tarz kadın çalışanları, aşırı hırslı ve agresif gibi sıfatlarla niteleyebilmektedir. Söz konusu kadınlar tarafından deneyimlenen kraliçe arı sendromunu, bu kadınların aşırı ve rahatsız edici para ve mevki hırslarına ya da hemcinslerine karşı duydukları kıskançlık ve çekememezliklere bağlayabilmektedirler.

Kraliçe arı sendromuna yönelik alınabilecek en önemli tedbir, kurumun genelinde kadın- erkek eşitsizliğini engelleyecek şekilde adaletli bir örgüt yapısı kurmak ve çalışanların zihinlerinde cinsiyetten dolayı ayrımcılığa uğradıklarına dair şüphe oluşturmamak olsa da kariyerlerinin bir noktasında başka bir kadın tarafından engellenen kadınların hikayesi hiç bitmeyecek. Ne bir kadın derneği bu konuyu gündeme getirecek ne de “kadının kadına yaptığını kimse yapmıyormuş” sözleri dinecek!