Krizden fırsatla çıkmak mümkün mü?

Her zaman krizle ilgili bir fırsat vardır. Bireyi kendi içine bakmaya zorladığı gibi şirketleri de politikalarını ve uygulamalarını yeniden incelemeye zorlar. Bugün SARS pandemisini fırsata çeviren Alibaba’nın hikayesinden söz etmek istiyorum. Çin merkezli çok uluslu e-ticaret ve teknoloji şirketi olan Alibaba, COVID-19’a benzer bir solunum yolu hastalığı olan SARS, ülkeye ve dünyaya yayılıp binlerce insanın yaşamını tehdit ettiğinde henüz iki yaşında bir işletmeydi. SARS 2003′te bir pandemiye dönüştü ve Çin ekonomisi büyük kayıplar yaşadı. Perakende satışlar (özellikle mağazacılık) tüketicilerin dışarı çıkmaya isteksiz olmasıyla önemli ölçüde düştü. Tıpkı içinden geçtiğimiz günlerdeki gibi insanlar evde kalmayı, toplu olarak bir arada bulunmamayı tercih etti. Alibaba bunu fırsata çevirdi. Nasıl mı?

Alibaba, 1999 yılında mallarını dünyadaki diğer işletmelere satmak isteyen Çinli firmalara yönelik bir çevrimiçi, B2B pazarı olarak kuruldu. Önceliği işletmeler arası hizmet vermekti. SARS salgınının en kötü günlerinde bir dairede toplanan çalışanlar, doğrudan tüketiciye yönelik bir e-ticaret platformu olan Taobao fikrini ortaya attı. Alibaba, 10 Mayıs 2003 tarihinde Taobao isimli alışveriş sitesini yayına aldı. Karantinalar Çin ekonomisi için özellikle Alibaba gibi internet şirketleri için bir dönüm noktası haline gelmişti. Tüketici alışkanlıklarındaki değişimden yola çıkarak faaliyetine başlayan Taobao’yu salgın azaldıkça, çevrimiçi satın alma rahatlığını deneyimleyen Çinli tüketiciler kullanmaya devam etti ve Taobao küresel başarı elde etti. Alibaba’nın sahibi olduğu site, Çin’in en büyük e-ticaret pazarına dönüştü. Bugün, Taobao aylık 600 milyondan fazla kullanıcıya sahip ve yıllık 56 milyar doların üzerinde gelirle Alibaba’yı dünyanın en büyük e-ticaret şirketlerinden biri haline getirmeye yardımcı oldu.