Dünyada koronavirüsün biyolojik silah olmasıyla ilgili neler konuşuluyor?

Türkiye’de koronavirüs vakalarının görülmesiyle birlikte virüsün biyolojik silah olup olmadığı yönündeki fikir ayrılıkları da iyice arttı. Her gün yeni bir komplo teorisine yönelik mesajlar alırken bu yorumlara itibar etmediğimi, zamanla bazı şeylerin berraklaşacağını mesaj sahiplerine iletiyorum. Türkiye’de kaynaksız konuşulanları biliyoruz. Sadece Türkiye’de mi, yurt dışında da virüsün biyolojik silah olup olmadığıyla ilgili tartışmalar yapılıyor, orada da bir fikir birliğine varılmış değil. Yurt dışında biyolojik silah hakkında neler konuşuluyor, sizler için derledim. Çok sayıda kaynaktan taradığım ortak sonuçları aktarıyorum:

  • Çin’in uluslararası anlaşmaları ihlal etmek ve biyolojik silah araştırmalarına katılmakla suçlanan bir ülke olduğu yazılıyor.
  • Wuhan deniz ürünleri pazarına yakın bir noktada yüksek güvenlikli Wuhan Viroloji Enstitüsü (WIV- Çin’in tek biyogüvenlik seviye 4 laboratuarını içerir) bulunuyor. Tehlikeli patojenlerin burada tutulduğuna ve bunların potansiyel biyo-silahlar olarak görüldüğüne inanılıyor. 2003 SARS salgını sırasında SARS-CoV virüsünün Çin’deki viroloji laboratuvarından sızdığı bildiriliyor. Enstitü binasının girişindeki bir duvarda “Bu binanın girişinde “Pandora’nın kutusuna girersiniz,” yazıyor. Virüsün bu laboratuvarda oluşturulduğu ve yanlışlıkla dışarı sızdırıldığı aktarılıyor.
  • Koronavirüs pandemisinin kökeni hakkındaki söylentilerin başka bir versiyonuna göre, Çinli casuslar virüsü Kanada’daki bir laboratuvardan çaldı, sonra düzenledi ve biyolojik bir silaha dönüştürdü. Daha sonra devlete ait Wuhan Viroloji Enstitüsü üzerinden sızdırdılar.
  • COVID-19’un bir biyolojik silah olduğu teorisine karşı çıkan çok sayıda görüş var! Komplo teorilerinden daha fazla olduğunu söylemek mümkün. Farklı ülkelerden çok sayıda bağımsız bilim insanı tarafından yapılan genom dizilimi ve analizinin dünyadaki herkes için açık ve erişilebilir durumda olduğu belirtiliyor. Bunları analiz eden bilim adamlarının virüsün vahşi yaşamdan geldiğini doğruladıkları aktarılıyor. Wuhan Viroloji Enstitüsü ile pazarın aynı yerde bulunmasını ise bir tesadüf olarak açıklıyorlar. Yeni koronavirüs mutasyonlar nedeniyle bilinen diğer virüslerden bazı genetik farklılıklara sahip olsa bile, insan yapımı bir virüs olduğuna dair kanıt yok diyenlerin sayısı azımsanmayacak kadar fazla.

Diğer yaygın görüşler ise şu şekilde:

  • Virüs, ABD ve İngiltere tarafından Çin’in yükselişini durdurmak için üretildi.
  • Çin Komünist Partisi ve Başkan Xi’nin gücünü korumak için her şeyi göze almış olmasından dolayı üretildi.
  • Bu virüsten Amerika’ya göre Çin, Çin’e göre Amerika suçlu.

Kesin olan şu ki; virüsün kaynağı net olarak belli değil. Hayvandan insana nasıl geçtiği yönünde de kesinleşmemiş bilgiler var. Virüsün insan yapımı olabileceği konusunda çok sayıda spekülasyon olsa da doğrulanmış kanıtlar yok.

Zamanla bazı şeyler berraklaşacak ancak Türkiye’de araştırmadan, bir kaynağa dayandırılmadan yapılan açıklamalar, çekilen videolar, TV tartışmaları asla sonlanmayacak.

Hepimize düşen soğukkanlı olmak ve tedbir almak. İşimize odaklanmak.

Belki de içinden geçtiğimiz günlerde dünyada test edilen şudur: Güç barıştır! Korku anahtardır!