Şirketler, küresel durgunluk riskine karşı hangi önlemleri almalıdır?

Dünya ekonomi gündemine dair en çok konuşulan konulardan biri; “küresel durgunluk”. Morgan Stanley’in tahminlerine göre küresel ekonominin dörtte üçü durgunluğa girecek. Yurt dışı basınında yer alan haberlere göre de ülke ekonomilerinin küresel olarak akut zayıflık belirtileri gösterebileceği ve nedenleri şu şekilde sıralanıyor:

1- ABD ve Almanya gibi ülkelerde yavaşlayan büyüme

2- Çin borç krizi

3- Brexit ile İngiltere’nin anlaşma yapmadan AB’den çıkması

4- ABD ve Çin arasında yaşanan ekonomik gerilim

5- ABD-Çin ticaretindeki gerilimlerin Güneydoğu Asya ekonomileri üzerinde baskı yaratması

6- Arjantin, İran, Güney Afrika, Türkiye ve Venezuela’nın durumu

Peki şirketler küresel durgunluğun gerçekleşmesi ihtimalini göz önünde bulundurarak hangi hazırlıkları yapmalılar? Kendilerini nasıl korumalılar? Her zaman kazanan bir zihniyete sahip olmak çok önemlidir. Bu zor durumla yüzleşmeye yardımcı olabilecek ekonomik tedbirleri açıklamak ekonomistlerin işi. Ben “kurumsal gelişim” tarafından birkaç genel uygulama hakkında bilgi vereceğim.

1- Yönetim kalitesi organizasyon performansının ve alınacak aksiyonların önemli bir belirleyicisidir. Yönetim kalitesi gözden geçirilmelidir.

2- Şirketler hangi sektörde olursa olsun küresel ekonomiyi şekillendiren trendler hakkında ekiplerinde farkındalık yaratmalı ve sürekli öğrenmeyi alışkanlık hâline getirmelidir.

3- Çalışan kalitesi artırılmalıdır.

4- Kurum içi girişimciliğin önü açılmalıdır.

5- Çalışanların yeni bakış açılarını, fikirlerini ve önerilerini iletmeleri teşvik edilmelidir.

6- Yenilikçi olmalı, inovasyona odaklanılmalıdır.

7- Hoş olmayan bir sürprizle karşılaşmamak için iş gücü, yeni trendlerin sektörlerini nasıl etkileyeceğini, hangi beceri ve yeteneklere talep olduğunu öğrenmeli, kendini geliştirmelidir.

8- Şirketler çalışan becerilerini doğru belirlemeli, eksiklerini tespit etmelidir. Öğrenmeyi şirket kültürünün bir parçası hâline getirmelidir.

9- Çevik hareket etmelidir: Etkili kararların ne kadar hızlı alınabileceğini, ekip yapılarının nasıl geliştirilebileceğini ve doğru yeteneklerle nasıl doldurulabileceğini belirlemelidir.

10- Değişiklikleri yansıtan örgütsel bir yapılanmaya gitmelidir.

11- İş hacminin azalmasıyla daha fazla sözleşmeli çalışma gibi alternatif istihdam seçenekleri değerlendirilmelidir.

12- Geçmişteki krizlerden dersler çıkarılmalıdır.

13- Güven ortamı sağlanmalıdır.

13- Çeşitlilik ve katılım sağlanmalıdır. Farklı düşünce tarzları, alışkanlıkları ve bakış açılarıyla yenilikçi fikirlere yol açacak ekipler oluşturulmalıdır.

Hepsi birbirinden değerli Linkedin bağlantılarımdan gelen çözüm önerileri:

Elif Bayazıt

Durgunluk dönemlerinde gelir var diye yapılmayan ve ertelenen yatırımlar gündeme gelebilir, iç piyasadaki beğenilmeyen müşteriler ile ilişkiler yeniden canlandırabilir. 

Selçuk Karabay

İşletmelerde en büyük girdi enerji olmaya başlamıştır. En çok enerjiyi tüketen ekipmanlar pompalar ve fanlardır. Enerji tasarrufu sağlayacak yollar mevcuttur. 10 kw/h lık bir tasarruf bir işçinin yaklaşık yıllık maliyetini karşılamaktadır. Büyük bir işletme düşünüldüğünde birçok kişi kurtarılmış ve maliyetler düşürülmüş olur.

Dursun Çakmak

Durgunluğun nedeni bir değişim sürecinin başlaması, geçiş dönemine giriş yapılmasından kaynaklıdır. Bu süreçten kârlı çıkabilmenin yolu da güncel konularda boğulmayıp geleceği iyi okuyup, kurguları doğru analiz ederek gelecekteki yerimizi oluşturmamızdır. Konumlandırmayı doğru yapmamızdır. Değişim bize ne getirecek diyerek beklemekle ancak yöneten değil yönetilenler arasında kaybolup gideriz.

Deniz Akal

Kısa vadede ulusça atılabilecek adımlar belirlenmelidir. Sıkı ve sağlam bir stratejiye yönelik ulaşılabilir hedefler koyulmalıdır ve takip edilmelidir. SWOT analizi ile başlayarak fırsatlar ve güçlü yanlar ön plana çıkarılmalıdır. İhracat kalemlerini çeşitlendirerek dünyanın her yerine Türk mallarını ulaştırma düşüncesi zihinlere kazınmalıdır. Üniversite- sanayi iş birliğine önem verilmelidir.

Necdet Demircan

Doğal gaz ve elektrik zamlarının ikiye katlanması, akaryakıt zamlarından kaynaklı iç nakliye ve navlun fiyatlarındaki artışlar üreticilerin sabit giderlerini artırmaktadır. Sadece artan maliyetler değil aynı zamanda da bürokrasisiyle uğraşmak gerekmektedir. Sanayicinin üretimi sürdürülebilir hâle getirmesi için bu konularda adım atılmalıdır.