Liderlik üzerine

Bir gün bir eğitmen liderlik üzerine çalıştay yapar. Eğitim sırasında sözü, liderlerin insanları önemsemeden yönetemeyeceklerine getirir. Şirketin sahibi eğitmene döner ve bir yorum yapmak istediğini söyler. Eğitmen; “Elbette” der. Şirket sahibi salondakilere döner ve şunu söyler; “Şu insanlara bak, onları umursamamı mı bekliyorsun? Neden bunu yapayım?” der.

Eğitmen şaşırır ama ustaca manevra yapması gerektiğini bilecek kadar deneyimlidir. Ekibinin şirket sahibine pek saygı duymadığını bildiği için sözü gruba verir.

Önce şirket sahibine dönerek “önderlik ettiğiniz insanları önemsemenizi bekliyorum ama benim düşüncem o kadar önemli değil. Asıl önemli olan, önderlik etmeniz gereken insanların fikirleri, bakalım onlar ne diyecekler?” der.

Daha sonra gruptan herhangi birinin söyleyecek bir şeyi olup olmadığını sorar. Zorba olan bu liderin karşısında konuşmak biraz cesaret ister ama bir kişi bu cesareti gösterir. Çok kısa bir yorum yapar ama oldukça etkilidir. Eğitmen, içinden “bu lider o kadar düşük EQ’ya sahip ki kim ne derse desin onu incitemez” diye geçirir. Söz alan kişi şunu der; “Sana iyi davranacağım çünkü ben iyi bir insanım ama sana karşı kibar olmayacağım çünkü sen kibar bir insan değilsin.” Liderden tepki gelmez ve salondakilerin geri kalanı sessiz kalır.

Eğitmen eğitime devam eder ve der ki; “liderliğin bir gerçeği, insanların önce onları umursamayan bir lideri takip etmeyi umursamayacaklarıdır.” Eğitmen sonra uzun uzun iyi olmak ve kibar olmak arasındaki farkı düşünür. Aradaki farkı anladığınıza göre size şu soruyu sorayım; “iyi biri misiniz yoksa kibar biri mi? Tek “doğru” cevap elbette her ikisidir. Ancak düşüncelerinize ve eylemlerinize dikkat ederseniz, her iki alanda da yapmanız gereken bazı işlerin olduğunu fark edebilirsiniz.

Yapacağınızın garantisini verebilirim.:)