Kültürü mü değerleri mi standartlaştırmalı?

Kurumsal hayatta en çok zorlandığımız şeylerden biri; kendimiz olmaktır.

Çünkü, yeni dünya düzenine ayak uyduramayan, değişime ve gelişime karşı olan, mevcut fikirlerine ve iş yapma biçimlerine sıkı sıkıya bağlı kalan, mevcudu muhafaza etmeye çalışan statükocu bir anlayışla çalışmak bizi kendimiz olmaktan uzaklaştırıp, ortama uyum sağlamak zorunda hissettirir.

Hele bir de kurumdaki eski çalışanlar her şeyin kendi gözetimleri altında olduğuna inanır, yeni çalışanlara şekil vermeye ve onları kendi varlıklarına muhtaç hissettirmeye çalışırsa durum daha da güçleşir. Bu durumda kendimizi bir başka akla teslim etmek zorunda hisseder, statükoyla birlikte belirlenmiş standartlara, adı konulmamış kurallara tabi olmak zorunda kalırız. Oysa kurumdaki herkes iş yerinde kendisi olmayı başarabilmelidir. Kurumsal kültür yerine değerler standart hale getirilmelidir.

Kurumsal kültürü standartlaştırmaya gerek yoktur. Yapılan gözlemler, çok uluslu şirketlerin özellikle bir kurum kültürü oluşturabilmiş olanlarının (Toyota, Xerox gibi) elde edilen başarıları ile birlikte kurumsal bir ideoloji edindiklerini, bu kurumsal ideoloji nedeni ile bir işletme körlüğü yaşadıklarını ortaya koymuş.

Bu ideolojilerin bu şirketlere büyük kazanımlar sağladığını elbette görmezden gelemeyiz. Ancak her ideoloji ister siyasi ister ekonomik olsun beynimizde lokal bir anesteziye neden olur. Bunun anlamı; sizin dışınızda kalan dünyanın sizin için ciddi ve faydalı bir anlam ifade edememesidir.  Dışınızda olup bitenleri, yaşanan gelişme ve değişimleri objektif bir şekilde gözlemleyemez, gerekli dersleri çıkaramaz hâle gelirsiniz. Çünkü kurumsal kültür bir ideolojik form kazandığında, o şirketlerde çalışan kişilerin birçok inancını yeniden yapılandırır. Bu şirkette biz bu işleri bu şekilde yaparız, bizde böyle gibi anlayışlar o şirketteki herkesi istila eder. O halde tekrarlayalım; kurumsal kültür standartlaşmamalıdır. Standartlaştırılması gereken değerledir; İşbirliği, şeffaflık, güven, açık iletişim, bütünlük, işi iyi yapmak gibi… Ha bir de “kültür, stratejiyi kahvaltı niyetine yer” sözüyle kültürün anlatılmasından çok sıkıldım. Ya siz?