Ofisler küçülüyor paylaşımlı ofis modeli yaygınlaşıyor

Küresel olarak iş yerinin tanımı değişiyor. İşyeri, adresi belli ve fiziksel olarak var olan, işin yapıldığı yerden, zamansız ve mekânsız çalışılabilen, sınırsız erişim imkânı olan bir yere dönüşüyor. İşlerin uzaktan, güvenli bir şekilde yapılmasıyla, çalışanların motivasyonlarını kaybetmeden iş birliğini sürdürebilmesi, projelerin ofis dışından da tamamlanabilmesi nedeniyle işler, ofis dışına taşınıyor. Büyük şehirler gittikçe kalabalıklaşırken ve konut fiyatları yükselirken işverenlerin, çalışanlarına kentsel yaşamda ayakta kalmalarını sağlayacak kadar yüksek maaş ödemesi gerekiyor. Ancak yakın gelecek görkemli ofis binalarının sayılarının azalacağına, ofislerin küçüleceğine, bazı işletmelerin daha küçük yerleşim birimlerinde ofis açacağına ve evden çalışmayı daha fazla destekleyeceğine işaret ediyor.

Yakın gelecekte kademeli bir geçişle yaşanacak durumlardan biri, ofislerin boşalması olacaktır. Çalışanların nerede, nasıl ve ne zaman çalışacakları konusunda daha fazla çeşitlilik ve esneklik sağlanması önemli hâle gelecektir. Zamansız ve mekânsız çalışmak, endüstriyel yaşamın en temel ritmini değiştirecektir. İşgücü katılımı geleneksel çalışanlardan ziyade “yakasız” çalışanlardan oluşacaktır. Çalışanlar yaşam biçimlerini geliştireceği, daha fazla özerkliğe ve özgürlüğe sahip olacağı, kısıtlanmadan bireyselliklerinin önemseneceği neo-göçebe yaşam tarzını tercih edecektir.

Gelecekteki çalışma yerleri, geçmişin geleneksel işyerleriyle bariz bir zıtlık oluşturacaktır. Geleneksel 09:00 ile 18:00 arası çalışma zamanlamaları artık ilgi çekmeyecektir. Bugün fiziksel olarak tanımlanan işyeri, bireylerin dijital emlak alanlarına dönüşecektir. Metaverse sanal ofisler, fiziksel olanlardan daha cazip hâle gelecektir. İletişimin, iş birliğinin sürdürülebildiği her yer çalışma ofisi olacaktır. Bu da ofis alanlarının daha az kullanılmasına neden olacaktır.

Ofislere dönüşümlü olarak gitmenin etkisiyle herkese bir oda ya da bir masa yerine paylaşımlı ofis ya da masa modeli ile ofis alanlarının kullanımından tasarruf sağlanmakta, kişi başına düşen çalışma masası alanı azalmaktadır. Salgının uzun sürmesi, bazı meslekler için evden çalışmanın kalıcı hale gelmesi, sosyal mesafe gereksiniminin devam etmesi ofis talebini etkilemeye devam etmektedir.

Amerikalı yatırım bankası Morgan Stanley, Asya’daki ofis kiracılarının mevcut ofis alanlarının % 3 ila % 9′unun kalıcı olarak azalacağını tahmin etmektedir. Yatırım bankasının yakın tarihli bir raporuna göre önümüzdeki üç yıl içinde ofis alanlarının daha az kullanılmasıyla kira bedellerinde % 10 ila % 15 arasında bir düşüş beklenmektedir.

GYODER’e göre 2020 yılı 2. çeyreğinde İstanbul için toplam ofis stoku 6,46 milyon metrekare olup bir önceki çeyrekle aynı seyretmiştir. İkinci çeyrekte kaydedilen kiralama işlemleri yaklaşık 41.255 m² olarak gerçekleşirken, yılın ilk yarısında gerçekleşen kiralama işlemleri toplamda 132.118 m² olmuştur. İkinci çeyrekte gerçekleşen kiralama işlemleri bir önceki çeyreğe göre %54,95 ve geçen yılın aynı dönemine göre özellikle pandemi etkisinin bir yansıması olarak %14,58 oranında azalma göstermiştir. Boşluk oranı ise toplamda %24,0 olmuştur.

Pandemiden önce İstanbul’da yaklaşık 2 milyon metrekare ofis alanının kiralanması ya satın alınması beklenirken salgınla birlikte ofislere olan talep önemli ölçüde azalmaktadır. Daha küçük ofisler tercih edilmekte, ofis metrekare fiyatları düşmeye devam etmektedir. Kulelerden yatay ofislere geçiş görülmekte, kira kontratlarının süresi azalmaktadır. Evden çalışmanın yaygınlaşması ev tercihlerine de yansımakta daha büyük evler, bir odasının çalışma ofisi yapılabilmesi nedeniyle daha fazla ilgi görmektedir.