Çalışanlarınızı yönetiyor musunuz onlara liderlik mi yapıyorsunuz?

Tam da terfi döneminden geçtiğimiz bugünlerde yeni konumlarına hazırlanmadan liderlik unvanı alanlarla karşılaşıyoruz. Terfi alanların bir kısmının en yaygın liderlik hatasına düştüklerini de görüyoruz. Nasıl mı? Çünkü, yeni konumlarının onları lider yaptığını varsayıyorlar. Aslında hepimizin bildiği gibi durum hiç de öyle değil.

Liderlik pozisyonuna atanan çoğu insan, çalıştıkları liderlerin “önderlik etme” yoluna girme eğilimi gösterirler. Yani katı bir patronları varsa katı bir patron olma ya da liderlik görmek yerine hep idare edilmişlerse ekiplerini idare etme eğilimi gösterirler.

İnsanlar genel olarak yönetilmeye direnirler. Yönetilen insanlar nadiren inisiyatif alırlar. İş tanımlarında belirtilenleri yapar, daha fazlası için çabalamazlar. Çalışanlar iş tanımlarında açıkça belirtilmeyen bir şeyi yapmayı reddediyorlarsa bu yönetiliyormuş gibi hissettiklerinin kesin bir işaretidir.

Kendini yönetilmiş hisseden insanlar işlerini sürdürmek için gereken asgari düzeyi korurlar. Neredeyse her kararı sorgularlar. Bazen kitlesel olarak her türlü değişime direnirler. Direktif verildiğinde ertelerler. Kısacası, yönetilen insanlar daha fazla olumsuz tutum gösterirler. Çünkü, asıl ihtiyaç duydukları liderliktir.

Liderlik pozisyonundaki çoğu insanın anlayamadığı şey, çalışanların olumsuz tutumuna neden olan çoğu durumun liderlik yapamamalarından kaynaklanmasıdır. Pozisyonunu veya unvanını kullanarak yönetmeyi tercih edenler, korku ve baskı uygulayanlar uyumlu bir ekip oluşturmuş gibi görünseler de bir süre sonra çalışanlarının şirketten kopmasına engel olamazlar.

O hâlde bu durumda sorulacak sorular şunlar:
– Çalışanlarınızı yönetiyor musunuz onlara liderlik mi yapıyorsunuz?
– Çalışanlarınızı ortalama bir performansla mı yönetiyorsunuz yoksa onları mükemmelliğe mi götürüyorsunuz?