Startup’lar neyi daha iyi yaparak büyük işletmeleri geride bırakıyor?

Tarih bize bir şey öğrettiyse, o da büyük şirketlerin yıkıcı yeniliklerle mücadele ettiğidir. Bugün şirketlerin “insan dönüşürken” işlerini “nasıl” tasarladıklarını, “nasıl” organize ettiklerini ve geleceğin farkında olarak gelecekteki büyümeyi “nasıl” planladıklarını yeniden düşünmeleri gereken bir dönüm noktasındayız.
Örneğin; Kodak, Nokia, Blockbuster, Yahoo ve Blackberry gibi şirketler, başarılı işler ortaya koydukça kendilerini rahat ve güvende hissettiler. Bu etkiyle yenilikçiliğin hızına ayak uyduramadılar ve değişimin tek sabit olduğunu kavrayamadılar. Yeni ve yenilikçi fikirlerden olumsuz etkilendiler. Cep telefonları, kameraları; WhatsApp, SMS’i değiştirdi. Uber tek bir arabaya sahip olmayan en büyük araba filosu oldu. Buradan hızla gelişen teknoloji ve makro faktörlerle şirketlere; sürekli gelişmeleri, geleceğe dönük, çevik bir zihniyet geliştirmeleri ve yeni yeterlilikleri benimsemeleri mesajı çıktı.
COVID-19’la birlikte artan dijital inovasyonun hızı, büyük şirketlerde inovasyon yapma baskısını yoğunlaştırdı ve yenilikçiler ile gelenekçiler arasındaki uçurumu artırdı.

Büyük işletmeler bir sonraki pazar fırsatı için startup’lara yenik düştükçe inovasyonun önemini daha iyi anladı. Peki startup’lar neyi daha iyi yaparak büyük işletmeleri geride bıraktı? Bu durumdan çıkarılması gereken dersler nelerdi?

Startup’ları bu kadar yıkıcı yapan nedir?
Dijital girişimler, en iyi fikirler kurucularının mevcut çözümlerinden değil, bir adım değişikliği yaratarak mevcut bir pazarı bozma hipotezinden doğarlar. Bu, büyük işletmeleri yöneten başarılı şirket yöneticilerinin nasıl düşünebileceğine kıyasla çok farklı bir zihniyet gerektirir.

Belirsizliği kucaklarlar
Girişimciler, çoğu zaman belirsizlikle başa çıkma becerisine ihtiyaç duyarlar. Yoğun bir aciliyet duygusuna sahiptirler ve hızla dönüşebilirler. Plan B’yi uygulama konusunda yeteneklidirler. Çünkü Plan A nadiren gerçekleşir. Savunacakları bir pazar payı veya mevcut gelir akışı yoktur. Mevcut müşterileri, ortakları veya dağıtım kanallarını üzme konusunda endişelenmeleri gerekmez. Başarılı girişimler, fikirlerini başarıya ulaştırmak için sarsılmaz bağlılıkla deneyimli bir ekibe sahiptir. Girişim, ekibin kariyerleri ve kişisel yaşamları üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir.

Takımlarını seçerler
Başarılı girişimcilik ekipleri hem dijital hem de inovasyon becerilerine ve yeni ürünü pazara sunmak için gerekli uzmanlığa sahip deneyimli girişimcilerden oluşur. Oyunun kurallarını değiştirme potansiyeliyle özel bir şey yaratma tutkusunu paylaşırlar. En iyi takımlar, ortak bir değerler kümesini paylaşır ancak farklı bakış açıları içerir.

Çevikliğe değer verirler
İş planları, müşteriyle ilk temasta nadiren hayatta kalır. Başarılı girişimler ortalama olarak beş kez değişirler. Bazen kurucuların teknolojide ince ayar yapmaları, pazara giriş stratejilerini geliştirmeleri veya iş modellerini, kullanım durumlarını temelden yeniden düşünmeleri gerekir. Bu senaryoların her birinin, bir girişimin hayatının bir noktasında gerçekleşmesi muhtemeldir. Başarılı bir yeni girişim ekibinin en iyi göstergesi, Plan B’yi uygulama yetenekleridir. Ekip, bir adım geri atıp bunu iki adım ileriye çevirmede ne kadar iyidir, dikkat edilir. Büyük işletmeler bunu yapmada daha hantaldır.
Düşük nitelikli müşterilerde fırsat görürler
Büyük şirketler, müşterilerini gözden kaçırma eğilimindedir. Girişimciler için müşteriler, pazarlama ve satışın hedefidir. Fırsatların gelmesi zor olduğu için onları israf etmeyi göze almak da zordur. Ürün için sonuçları görmeye istekli, düşük nitelikli müşterilerde fırsat görmek ilk müşteriyi kazanmanın yoludur. İlk müşteri her zaman ikincisini kazanmayı kolaylaştırır.

Büyük işletmeler neler yapabilir?
Büyük şirketler, yeni nesil fırsatları yakalayabilen bir hız yaratmalıdır. Yeni fikirlerin peşinden gitmek, görünüşte çekici olmayan pazarları denemeye ihtiyaç duyar. Bu kolay değildir. Radikal yenilikler, “Bu, satışları azaltacak”, “Bunu daha önce denedik ve işe yaramadı”, “Rakiplerimiz bunu yapmıyor” gibi bir şey yapmamak için nedenler korosuna maruz kalacaktır. Oysa işletmelerin dahili ve harici girişim yaratma yeteneğine sahip inovasyon ekibiyle hem içeriden hem de dışarıdan şirketin stratejik ihtiyaçları ile yeni pazarların ve yeni müşterilerin gerçekten neye değer vereceğini dengeleyebilmesi gerekmektedir.

Şirket içi girişimciler yetiştirin
Kurum içi girişimciler, bir organizasyonun içinde çalışan girişimcilerdir. Yeni fikirleri yeni işlere dönüştürürler. Gelir yaratırlar. Bir girişimciyi düşündüğünüzde aklınıza gelen birkaç özellik vardır. Tutku, inovasyon, yaratıcılık, ileriye dönük düşünme, vb. Bu özelliklere sahip kişilerin şirketinizde olmasını istemez misiniz? İstersiniz. O zaman kurum içi girişimcileri istihdam edin. İç girişimcilerin girişimci DNA’sı vardır, ancak anlamlı bir etki yaratmak için büyük bir şirketin kaynaklarından yararlanma imkânı sağlanmalıdır. Bu insanların hata yapmasına izin verin. Çünkü, ürünler ve hizmetlerde yenilik yapılabilmesi, çalışanların risk almasına bağlıdır. Çalışanların fikirlerini test etmelerine, denemelerine, yeni projeler sunmalarına izin vererek şirketin iç girişimci ruhunu güçlendirin.

Büyük şirketlerde yenilik yapma isteği yüksek olsa da emniyet ve güvenlik ihtiyacı her zaman daha önemlidir. Yenilikçi insanların yenilik yapmasını engelleyen şey, bu güvenliği kaybetme korkusudur. Türkiye’de çalışanların girişimci olmalarına izin veren şirketler var. Aslında hakkını verelim bizde de kurum içi girişimcilik yaygınlaşmakta ve finansal destekler sağlanmaktadır. Ancak şunu da ekleyelim; herkes bu kadar şanslı değil… Çünkü, bozmaya cesaret etmenin bedelini ağır ödeten şirketler ve liderler de var.

Liderler, başarısızlığın bir ileri adım ve bir öğrenme fırsatı olarak kutlandığı bir ortam sağlamalıdır. Bu liderler, iyi düşünülmüş risklere izin vermekle kalmayıp teşvik eden bir ortam sağlamalıdır.

Startup’ların ölçeklenmesine yardımcı olun
Kurumlar, her şeyi içeride yapmaya çalışmak yerine, özellikle iç yeteneklerin ve hızın yetersiz olduğu durumlarda girişimcilerle ortaklık kurarak inovasyon yeteneklerini çoğaltma fırsatına yönelmelidir. Hızla değişen çalışma dünyasında başarılı olmak için, inovasyon şirketin her yerinden ve her yerden gelmelidir. Ancak çoğu şirket, teknoloji yenilikçileri veya yeni girişimcilerle başarılı bir şekilde ortaklık kuramaz. Bunun yerine, geleneksel iş yapma yöntemlerini uygular. Bu yeniliklerin sağlayabileceği potansiyel değeri görmeden önce yasal, finansal, uyumluluk ve güvenlik incelemeleriyle bu girişimlerdeki yenilikçi potansiyeli boğarlar.

Gelecekteki başarının ve rekabetçi olmanın en büyük riski, bir şirketin mevcut iş modeli, kültürü ve bürokrasisidir. Her şirket, tarihinde yeni bir başlangıçtır, ancak başlangıç DNA’sının içinde olgun kurumsal düşünceye dönüşür, bu yüzden girişimci yeteneklerin çoğu ayrılmayı seçer. Dijital hızda koşmak ve pazarınızdaki bozulmayı şekillendirmek, geçmişte işe yarayanlardan farklı bir liderlik, kültür ve yetenek yaklaşımı gerektirecektir. Kendinizi sürekli olarak bozmaya istekli olmanız, müşterileriniz ve toplum için adım adım değişim sonuçlarını yönlendirmek için işletmenizi geliştirmeniz gerekir. Pandeminin vurguladığı büyük bir ders, inovasyonun önemidir. Ekonomilerin toparlanmasına yardımcı olacak şey, teknolojiyi benimseme ve inovasyon kültürüdür.