Göç eden nitelikli insan kaynağımız

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2018 yılında bir önceki yıla göre yüzde 42 oranında artışla, 253 bin 640 kişi Türkiye’den göç etti. Servetini yurt dışına taşıyanlar, yurt dışında iş kovalayanlar, her şeyini burada bırakıp başka bir ülkede çalışmaya başlayanlar ve henüz gitmeyen gitme hazırlığında olanlar…

Türkiye’de eğitimli kesim ve genç yetenekler daha iyi hayat şartlarının ve imkânlarının sağlandığı ülkelerde çalışmaya yöneliyor. Hepsi gönüllü mü gidiyor derseniz, gönülsüz gidenlerin sayısının daha fazla olduğunu düşünüyorum. Bir yandan Türkiye özleminden söz ederken, diğer yandan Youtuber olup hâla Türkiye’de popüler kalmaya çalışanları ya da sosyal medya hesaplarından Türkiye gündemi hakkında ahkam kesenleri, kendini üst akıl (!) görenleri de samimi bulmuyorum. Bu kişilerle aramızdaki mesafenin sadece km’ler olmadığına inanıyorum. Gitmiş olsalar dahi kim önce kendi ülkesindeki fırsatları değerlendirmek istemez ki? Göç eden yetenekler çoğunlukla “belirsizlik, huzursuzluk ve siyasi” gerekçelerle gittiklerini öne sürüyor ancak iş dünyamızın sağlayamadığı koşulların hiç mi etkisi yok?

Nitelikli işlerin hak ettiği değeri görmemesinin, fikri olanların, proje sunanların “başımıza icat çıkarma” diye susturulmasının, fikir üretiminin desteklenmemesinin, fikrin özgürleştirilmesinin, farklı düşünenlerin dışlanmasının, yeni çalışma deneyimleri sağlanmamasının, yeteneklerin gösterileceği alanların açılmamasının, gelişme ortamı sağlanmamasının, düşük ücret politikasının? Medyanın sürekli aynı insanlara popülerlik kazandırmasının? Hep aynı insanlardan aynı hikâyeleri dinlememizin? Bilginin kendi tekelinde olduğunu sananların ve gençlerin önünü açmayanların?

Yüksek nitelikli işgücünü kaybetmek üreten gücümüzü de kaybetmekken tersine beyin göçü ne zaman başlar kestiremiyoruz. Yıldız çalışanlarımızı, nitelikli insan kaynağımızı adeta bir beyin göçü ile maalesef kaybediyoruz. Sonra New York Times gibi gazetelerde “varlıklı ve yetenekli Türkler kitleler hâlinde ülkeyi terk ediyor” haberlerini okuduğumuzda iş dünyasını çözümsüzlüğe iten nedenleri yeniden hatırlıyor, çözüm için “neden harekete geçemiyoruz” sorusunu bir kere daha soruyoruz.

Yönetim danışmanlık şirketi Bain&Company’nin ortaklarından olan Paul Rogers iş dünyasında yetenekli ve değerli insan kaynağının sanıldığı kadar bol olmadığını belirterek, sayıları kıt olan yıldız çalışanları iyi korumak ve ışıklarını güçlendirmek gerektiğinden söz ediyor. Yetenekli insan kaynağının önemini kavrayan ülkelerin sayısı hızla artıyor. Küresel rekabet, yetenek avına dönüşüyor ve bu durumun artarak devam etmesi bekleniyor. O hâlde kendi yetenek havuzumuzu oluşturmamız ve dünyadaki yetenek havuzundan pay alabilmemiz gerekiyor.