Kazananlar ve kaybedenler

ABD eski başkanlarından John F. Kennedy’nin oğlu John Kennedy Jr., 16.07.1999’da tatilde olan uçuş hocası ilk defa yanında olmadan, su kayağı yaparken yaralanan bacağına aldırmadan kuzeninin düğününe gitmek için uzun uçuş yaptı. Çünkü Kennedy, karısı Carolyn ile birlikte tatilde olan kız kardeşi Caroline’e o gece Martha’s Vineyard’a gelip düğüne katılacağına söz vermişti. Kötü hava koşulları nedeniyle uçuşlarını iptal eden iki pilota rağmen Kennedy Jr., varış noktasına uçma kararlılığından vazgeçmemişti.

100 saatlik uçuş deneyimi bulunan Kennedy Jr., öğretmen olmadan yapılan uçuşlar için tavsiye edilen 200 saatlik tecrübeye sahip olmamasına rağmen yola çıktı. Kennedy, Connecticut kıyı şeridi boyunca ve Rhode Island Sound üzerinden ilerlediği sırada sis, görüşünü bulanıklaştırdı. Kennedy şaşırmıştı, uçağın hangi yöne gittiğini göremedi. Ve sonra, rastgele bir dizi manevrayla, değişik hızlarla uçağı sağa ve sola, yukarı sonra aşağıya çevirdi. Son durağına birkaç kilometre mesafedeki Kennedy Jr., uçağın kontrolünü kaybetti ve birkaç dakika sonra uçak düştü. Eşi ve baldızıyla Atlantik Okyanusu sularına gömüldü.

John F. Kennedy Jr.’ın, eşinin ve baldızının trajik ölümünden sonra uçak kazasının olası nedenleri hakkında soruşturma başlatıldı. ABD Ulusal Ulaştırma Emniyeti Kurulu tarafından kaza ile ilgili yayınlanan raporda, uçağın Kennedy Jr.’ın hatası yüzünden düştüğü belirtildi. Kennedy Jr., tehlikeli hava şartlarında ve gece uçuşlarında deneyimsizdi. Raporda, bölgede daha önce de sis ve karanlığın yol açtığı “görme yetersizliği” yüzünden birkaç küçük motorlu uçağın düştüğü de aktarıldı. Kennedy Jr.’ın uçağı da tek motorluydu.

Uçuş rotasını havaalanına bildirmemesi, kötü hava koşulları, kalkış sırasında uçağın ana motorlarını ana piste çıkmadan çalıştırması gibi büyük hatalar zincirini, sebepleri Kennedy Jr., görmezlikten gelmişti! O gün uçuş planı yapmasaydı üç hayat kurtulmuş olacaktı.

Tıpkı kötü bir işin, kötü bir iş ilişkisinin ısrarla devam ettirilmesinin, çalışanın asla geri alamayacağı para, enerji, sağlık ve zamanının çoğuna mal olabileceği gibi. Yeteneğini, işini, statüsünü ve umutlarını doğru işe yatırmayan, düzelmeyecek bir iş ortamının, düzelmeyecek bir yöneticinin değişmesini beklemek ve kaybedenler arasında yer almak gibi. Kötü hava koşullarının değişmeyeceğini, fırtına ve sisin kolay dağılmayacağını gören çalışanı da yönlendiren tercihidir, deneyimi, kendine güven düzeyidir.

İsterse ve yeterli çabayı gösterirse, kendini doğru okuyabilirse durumu değiştirebilecek, olumsuz gidişi durdurabilecek ve kaybeden değil kazanan olmayı başarabilecektir.  John Kennedy Jr. uçmayı hep çok istedi hatta pilot brövesi almak için annesi Jacqueline Kennedy Onasis’in ölmesini bekledi ancak deneyim etmeyi bekleyemedi. Cesaret, çaba ve kararlılığı deneyim olmadan, sebepleri doğru okuyamadan bir işe yaramadı.

İş hayatı gerçekte bir yarıştır ve sürekli mücadele gerektirir. Şartlar değiştikçe kazanmanın kuralları yeniden belirlenir. Ayakta ve hayatta kalmanın kuralları da… Kurallar değiştikçe kazananlar ve kaybedenler de değişir. Kuralları bozanlar kaybeder ve yarıştan elenir.

Kazananlar ve kaybedenler tablodaki gibidir.

KAZANANLAR KAYBEDENLER
Daha fazla çalışır ve daha fazla zamanı vardır. Her zaman çok meşguldür.
Problemin üstüne gider. Problemin etrafında döner, asla çözemez.
Söz verir ve sözünü tutar. Çok kolay söz verir, sözünü tutamaz.
Ne zaman savaşacağını ve geri çekileceğini bilir. Önemli durumlarda geri çekilir.
Dinler Konuşmada sıranın ona gelmesini bekler.
Başkalarından bir şey öğrenir. Başkalarından bir şey öğrenmemek için direnir.
Açıklama yapar. Bahane bulur.
Kendi işinden daha fazlası için sorumluluk duyar. Bu benim işim değil der.
Hata yapmaktan korkmaz. Hata yapmaktan korkar
İhtimaller ve çözümler üzerinde durur. Problemler ve meseleler üzerinde durur
Kaynak: www.ktu.edu.tr/dosyalar/bmyo_d48b8.pdf

Mark Manson; “İnsanlar kusurlu ve sınırlıdır. Herkes olağanüstü olamaz, toplumda kazananlar ve kaybedenler vardır, olup bitenlerin topu sizin suçunuz değildir, hayat hakkaniyetli de değildir” der ve devam eder; “Önemli olan sınırlarınızı öğrenmek ve onları kabul etmek. Bu güçlenmenin gerçek kaynağıdır. Korkularınızı, hatalarınızı, güvensizliklerinizi kucakladıktan; ıstırap veren gerçeklerden kaçmaktan ve onları yok saymaktansa onlarla karşılaşmaya hazır olduktan sonra, umutsuzca aradığınız cesarete ve azme kavuşabilirsiniz.”

Kazanmak için her zaman bir umut olduğundan yola çıkarak önce sınırlarınızı öğrenmeye ve kendinize itiraf etmeye ne dersiniz?